Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mart, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

masumiyet müzesi

  masumiyet müzesinden bir daire

kendime sarkıntı

                                                    dalgalar beni eve götürüyor  

bu nal/lan tı

    kaçmak istemek  sadece düşünebileceğim bir yere

ona dair

 anların, anıların odası  orada kalacak  izleri izleyeceğim

çocuklukta bir tatil

 

yine de buraya zincirle bağlı gibi hissetmeyeceklerdi

 

Rahmi Efendi'nin Eli

Kemal ve abisinin çocukluğundan ürkütücü ve yabancı bir an, kolu makineye kapan işçi Rahmi Efendi ile bağdaştırdıkları, masaya bıraktığı takma eli, karanlık yazıhanede namaz kılan gölgemsi figür ve akıllarında kurdukları.  

mekanın anıları / kolaj

     -----------------------------------------------------        -----------------------------------------------------

kaçış

 “elinde bir şemsiye vardı... üzerinde sarı puantiyeli bir elbise ... şemsiye ne olacak peki? dedi... ve gitti.” masumiyet müzesi | orhan pamuk

mekansal sızma pratikleri

-----------------------------------------------------------   -----------------------------------------------------------

uyanıkların_günlüğü_1

    Kan Portakalı__ Uyanık     ...  (Blood Orange)     . . . . . . Kan Portakalı Blood Orange , belgeliyor. Çünkü gerçek , her an elimizden kayabilir.

iç içe*

     

arka bahçe

"Yattığımız yataktan arka bahçede mayıs sıcağında hırsla küfürleşerek futbol oynayan çocukları gördük ve birbirlerine söyledikleri edepsiz şeyleri, bizim kelimesi kelimesine yapmakta olduğumuzu fark edip sevişmemizin ortasında bir an durarak, birbirimizin gözlerinin içine bakıp gülümsedik." -Masumiyet Müzesi, Orhan Pamuk  

varlıkla yokluk arasındaki yaşam savaşı

"Bazı akşamlar yemeği yedikten sonra masadan kalkmaya karar veremiyorlardı; bir şişe şarabı bitiriyorlar, cevizleri kemiriyorlar, sigaralarını yakıyorlardı." -Şeyler, Georges Perec  

Otuz Beş Metrekare

       'Yer darlığı bazı günler işkenceden farksız hale geliyordu. Boğuluyorlardı. Odaların boyutlarını  büyütmek, duvarları yıkmak, sofalar, gömme dolaplar, boş alanlar yaratmak, giysi dolabı modelleri  düşlemek, yandaki daireleri düşlerde kendi evlerine katmak boşunaydı; sonunda kendilerini şanslarına çıkan tek piyangoyla, hep aynı yazgıyla baş başa buluyorlardı: Otuz beş metrekare'                                                                                                                                                       Şeyler-Georges Perec

Rahmi Efendi'nin Evi

   Hayatta, esas mesele mutluluktur. Bazıları mutludur, bazıları mutlu olamaz.                                                     Masumiyet Müzesi-Orhan Pamuk  

Geçmişte Kalan O Bahçe

    Bembeyaz karlarda oynayan renkli çocukların tatili...

uzun bir mayıs gününün başlangıcı olacaktı bu

 

akşam yemeği

 

Anı İpliği

  Mekan mıdır anıları oluşturan, yoksa anılar mıdır mekanın mimarı? Belki de sadece bir anı ipliğinden ibarettir bütün mekanlar ve yaşamlar..

__ leke*

  “Her yan kahverengi, toprak rengi, pas rengi sarı olacaktı;renkleri biraz atmış,tonlarının dozu özenle, neredeyse tartılarak ayarlanmış, ortada daha açık renkli birkaç lekenin, bir yastığın adeta cırtlak kavuniçisinin, ciltlerin arasında yitip gitmiş alacalı birkaç kitabın dikkati çekeceği bir dünya olacaktı burası.” şeyler - georges perec 

yazı_hane*

  "Burada sevişmeyelim...  Kendimi sekreter gibi hissediyorum"      "Sibel sekreterim Zeynep Hanım'ın koltuğuna yarı çıplak oturmuş daktiloyu tıngırdatırken o zamanın mizah dergilerinin, karikatürlerinin, şakalarının vazgeçilmez konusu olan  'budala ve sarışın sekreter' taklidi yapmıştı kıkırdayarak"  masumiyet müzesi-orhan pamuk

şeyler

   -ecekti, -acaktı     böyle yaşlanacaklardı

Kendim(l)e Bir Yolculuk

Deniz, Kum, Güneş.. Saatlerce vakit geçirirdim. Dertsiz, tasasız, duygular ve hisler sadece. Arka planda hiçbir şeyi düşünmeden.   Kendimle bir yolculuğa çıkacağım. Bu yolculukta bir mekan bulacağım ve hissettiklerimi aktaracağım.      Uçsuz bucaklığın penceresinden akıp gelen hayaller. Bir o kadar da kapana kısılmış, gözler altında izlenmekten yorulmuş hayatlar.  Herkesin senin üstünde olduğu ama senin bir o kadar onları aşan fikirlerin, düşüncelerin, hislerin var. Her şeye rağmen bunlara aktığın bir odadasın. Planlar, programlar olmadan sen ve anıların.. Belki sahneleri tam hatırlamıyorsun ama hissettikleri tam burada.    Zıtlıkların içinde gidip gelen bir anı. Hayaller umutlar, ve hayal kırıklıkları, üzüntüler, küskünlükler ve mutluluklar.. Her şey ya o ya bu gibi ortası yok.. Sen Uçlardasın, Sen Sadece Duygulardasın.