Ana içeriğe atla

Hatırlama Çukuru

“Hatırlama Çukuru”, fiziksel bir bosluğun hafıza ile yeniden dolduğu bir mekânsal deneyim. 

    Arazide karşılaşılan bazı nesneler, izler, sesler ve insanlar, anılar; kişisel ya da kolektif olabilecek anıların kıvılcımını yakar. Her biri bir parçayı çağırır: bazen bir hikâyeyi, bazen bir hissi, bazen de hayali bir geçmişin parçasını.

    Bu kıvılcımlar zihinde bir hikayeye yansır, “Buraya bu yazıyı yazan kişi kim?” sorusu kişiye bir öykü yazdırır. Bu öyküler belki gerçekte var olan öyküler değildir ama bu soruyu sorduran nesne, kişiye kendisinin olmayan bir anıyı hatırlamasını sağlatır.


        Hem fiziksel durumu hem de geçmişindeki yıkım ve unutuluş haliyle, çevresinden kopmuş ve kimliğini kaybetmiş bir ara boşluk olarak tanımlanmıştır. Alandaki bu bağlamsızlık ve zaman içinde üst üste binmiş belirsizlik, mimari bir müdahale için zemin oluşturmuştur. 


 
        Hatırlama Çukuru, Cumhuriyet Caddesi, Elmadağ Caddesi civarında bulunan inşaat alanın batı kısmında yer alır. Şehrin ortasında, 2013 Yılından beri çivi bile çakılmayan, atıl durumda olan alanın ve çevresinin tarihi Kanuni Sultan Süleyman Dönemine kadar uzanır. 1600’lü yıllarda Ermeni halkına verilen Pangaltı’dan Taksim’e kadar uzanan arazi, Ermeni mezarlığı olarak 200 yıldan fazla kullanılmış, hala kullanımda olan Surp Agop Hastanesi ve hastaneye gelir getirmesi için 19. Yüzyılda Surp Agop Sıra Evleri inşaa edilmiştir. Dar gelirli ailelerin yaşaması için tasarlanan bu müstakil evler zamanla odaları kiralanarak kullanılmış. 1800'lerin sonlarında Belediye, Ermeni mezarlığına el koymak için dava açmış, uzun yıllar sonunda davayı belediye kazanmış ve mezarlığın neredeyse tümü istimlak edilmiş, mezarlıktaki tüm anıtlar ve mezarların taşınması için kısa bir süre verilmiş ve ardından bu araziye binalar, oteller inşaa edilmiştir. 

        1950'li yıllarda sıraevlerin arka kısmına Şan Tiyatrosu  inşa edilen şehrin gözde mekanı haline gelmiştir ancak 1983'te Tiyatro yakılmıştır. 2011 yılında bu alana otel, konut, ofis kompleksi yapmak için büyük bir yıkım gerçekleşmiş, şan tiyatrosu tamamen, sıraevler sadece cephesi kalacak şekilde yıkılmış, 30 metrelik bir temel çukuru açılmıştır. Ancak imar sorunu yüzünden proje öylece bırakılmış ve 2013 yılından beri pasif durumdadır.

 Hatırlama çukuru ise bu alanın en derin kısmına, batı tarafına konumlanır. 

Projenin temel yaklaşımı, geçmişi silinmiş ya da bastırılmış bir fiziksel alanı, anıların mekân üzerinden ifade bulduğu deneyim alanlarına dönüştürmektir. Bu sayede, yalnızca fiziksel değil aynı zamanda duyusal ve zihinsel bir bağlam da inşa edilmiştir. Bunu çevrede bulunan anı parçalarını mekan bağlamında inşaa ederek yapmayı hedefler. 

Ziyaretçinin Çukur’da  gezerken deneyimlediği mekanlar ona bir şeyler hatırlatır ve yeni anılar oluşturur. Ziyaretçinin hatırlaması gereken şeyleri dikte etmez, onun hatırlamasını tetikler. Bu yapı, mimari aracılığıyla duygusal, sezgisel ve kişisel bir yolculuğa dönüşür. Bu durumda Hatırlama Çukuru bir anı üretim makinesidir.



             Yapının mekanlaşması için alan çevresinde yakalanan "şeyler" bir anı tarlasında bir araya getirildikten sonra yapının mekanlarını oluşturacak anılar hatırlanmış, ardından anının görsel ve mekansal karşılığı kolaj yoluyla aranmıştır.



        Toplanan anılar, kendi içsel dinamikleri doğrultusunda mekan karakteriyle birer "hücre" olarak tanımlanmıştır. Ancak hücrelerin amacı ziyaretçinin anıyı okuyabilmesi değil yeni bir anı hatırlamasıdır. Bu hücreler çelik taşıyıcı sistem üzerine yerleştirilmiştir. bu hücrelere erişim; delikli çelik plakalarla oluşturulmuş yaya yolları ve merdivenlerle sağlanır. Bu dolaşım hattı, kullanıcıyı çukurun en alt seviyesine kadar yönlendirir.
         
                                                                                                                        Vaziyet Planı 
                             
        Tüm yapı, 30 metre derinliğindeki bir temel çukurunun içine yerleşmektedir yapı Çukurun dik istinat duvarlarına paralel şekilde çukurun dibine doğru ziyaterçiyi yönlendirir Alt kotta ulaşıldıktan sonra, dolaşım rotası tersine çevrilir ve kullanıcı, farklı bir patika üzerinden yeniden yüzeye çıkar veya doğudaki kulede yolculuğa devam eder. Böylece hatırlama eylemi, yalnızca mekânlar arasında dolanmakla değil, düşey bir mekânsal senaryo üzerinden iniş ve yükseliş döngüsüyle deneyimlenir.


Hatırlama eyleminin yanında, arazinin güneyinde yer alan Talimhane’den de giriş verilerek Sazlıdere Caddesi ile bir bağlantı rotası da sağlanıyor.                   

planlar
Giriş Kotu Planı
Teras Kotu Planı

Bahçe Kotu Planı


Başak Genç 20220772


Yorumlar