bknz- letat (rusça) uçmak
uçabildim mi yoksa kendi “çantalarımın” mahkumu muyum?
baggage mi demek istediniz?
lorem ipsum
düzenlenmiştir: cam cepheli plazalar, kontrollü geçiş alanları, modüler ofis planları ve sürekli işleyen güvenlik sistemleri.
Maslak gibi bölgelerin steril, sürekli parlayan, pürüzsüz yüzeyleri; her iz bırakma ihtimalini silmek, geçmişle bağ kurmayı imkânsızlaştırmak için tasarlanır.
Her temizlik işlemi bir silme, her cam yüzey bir unutma aracıdır.
Bu proje, Maslak’ın yüksek cam kulelerinin tam kalbinde, onların gözden kaçırdığı,
haritaya işlenmemiş, algoritmaya düşmemiş bir zaman ve mekânın mümkünlüğünü araştırıyor.
Kentsel bellek silinirken, yüzleri olmayan Uykudaların arasında, yitip gitmeye karşı küçük bir direniş? alanı olarak yerleşiyor.
Maslak sokaklarında yürürken çatlakların içinden yıldızları fark edenler için bu, sadece bir bina değil; bir an(ı) alanıdır. Her çatlak bir hatıranın izini taşır, her yansıma zamanın gecikmiş bir kırıntısıdır. Bu mekânda hiçbir şey tamamlanmaz. Karabiber’in dediği gibi: “Taslak, sonsuzdur.”
Kapitalist zaman, Walter Benjamin’in deyimiyle “boş ve homojen zaman”dır.: Ölçülebilir, bölünebilir, sonsuzca tekrarlanabilir bir çizgi. Her an bir sonrakine hazırlık olarak tasarlanır.(Senjamin, W. (1940/2009). Tarih Kavramı Üzerine)
Ancak bu proje, o düz çizgiye karşı bir kıvrım oluşturur. Aynı köşeyi üç kez dönüp hâlâ aynı yerde buluyorsanız kendinizi, artık yalnızca mekân değil, zaman da ölçülemez hale gelmiştir. Bu durum, kent planlamasının rasyonel düzenine, numaralanmış sokaklara, saatle tanımlanmış gündelik yaşama, hesaplı boşluklara bir başkaldırıdır.
Burada harita işe yaramaz, GPS sinyali kesilir, yön duygusu bozulur. Çünkü bu yapı,
yönlendirici değil; dolaştırıcıdır. Zamanın doğrusal değil, döngüsel veya kıvrımlı deneyimlenebileceği, belleğin mimariye nüfuz ettiği bir varlık biçimi önerir.
Mekân, artık geçmişin tekrarına değil, henüz hatırlanmamış ya da hiç yaşanmamış geleceklere açılır. Bu, hem bir mimari hem de zihinsel bir sapmadır: Rotadan çıkmak,mekânı algoritmalardan kurtarmaktır.
sınırbölge:
Bu yapının duvarlarında çizikler var.
Pembe Tuz’un bıraktığı gibi. Camlarında gecikmiş yansımalar... İçinde raflar var ama kitapların isimleri yok, çünkü her şey hâlâ yazılıyor.Kan Portakalı’nın güncesi gibi.
Bu yapı, Maslak’ın her gece ışıkları sönmeyen ofislerine, sabah gelmeyen otobüs duraklarına, sokağın adını kaybeden tabelalarına bir cevap. Yarıkta yaşayanların, yüzü olmayanların, camdan yansımasına gecikmeli bakanların evi.
Ve bir gün, biri daha gelecek. Elini cama koyacak. Belki sen, belki bir başka Uyanık. Bu mekan, seni hatırlayacak.
Yorumlar
Yorum Gönder