Ana içeriğe atla

Sızan Anılar

  


Sıradan mahalleler, sıradan yaşamlar ve kimliği belirsiz bir yerde bu mahallelerden saçılmış sıradan anılar.. Bu anılar sadece onların anıları değil, kafede karşı masada oturan genç bir çiftin, markette kasa sırasında arkada bekleyen annenin, metroya koşarak yetişmeye çalışan üniversiteli çocuğun anıları; onlar benim, onlar senin anıların.


-Vaziyet Planı
































Her yere saçılmış anılar, hepsi farklı hayatların bir parçasından kopup gelmiş, o hayatların içerisinde sönüp gitmektense burada var olup tekrar tekrar yaşamayı tercih etmiş olanlar bu anılar. Bazıları saklı anılar, her hayatta göremeyeceğimiz, toplumda dayatılan dogmalardan kurtulmuş anılar. Bu nedenle anıyı yaşatmak için kurgulanmış, halihazırda yapay malzemeleri değil; ahşap, doğal oluşumlu, sezgisel alanları tercih ediyorlar. Bu saklı anıların hepsi yapının oluşumunu sağlayan ana unsurlar; güneşin yönüne, rüzgarın sesine göre istedikleri duyguları tamamen dış etkenlerle hissettirebilecek şekilde yerleşmişler.


-Aksonometrik Görünüm

















Açık anılar ise onların yanına negatifleri olarak yerleşen tamamlayıcı unsurlar. Çünkü bu açık anıların sezgisel etkenlere ihtiyacı yok; onlar kendileri gibi dogmalarla oluşturulmuş, adeta ne düşünmemiz gerektiğine kadar planlanmış yapay alanları tercih ediyorlar. Yapının en açık seçik alanlarına yerleşerek herkesin kabul ettiği anılar olduklarını göstermeye çalışıyorlar ancak girildiğinde, içimizde bir yerde oluşan o rahatsızlık hissine engel olamıyorlar.



-mekansallaşmalar


"Pazar dayanışması... Mahallenin karakteridir o, her kotta bulunur, yapıya sızar adeta. Hem sokaktır o hem insan. Hep kapıları açık durur yeni gelenlere karşı, yıllardan öte gelen pazar insanlarının arasındaki sımsıkı bağıyla özendirir gelen geçeni bir parçası olmaya. Sadece meyve sebzeler değil; duygular da, anılar da paylaşılır o kotlar arasında."



AÇIK ANI 

"Çay ocağı sohbetleri... Ahbaplarla bitmeyen muhabbetler ama bittikçe yenilenen çaylar, tüm gün dönüp duran okey taşları. Arada bir ortalık gerilir, sandalyeler havada uçmaya başlar. Ee erkek adamız biz, kırıp dökeceğiz tabi!"






SAKLI ANI

    "Çay ocağı sohbetleri... Ahbaplarla bitmeyen muhabbetler ama bittikçe yenilenen çaylar, tüm gün dönüp duran okey taşları. Arada bir günün sonunda ilk defa okey gelmesinin heyecanıyla bir sandalye kırılır, herkes gülmeye başlar. Bu mutlu anın hatırası olarak zaten yılların etkisiyle parçalanmış parkelerin arasına bir de parçalanmış sandalye gelir, çay ocağına ait her yıkıntı başka bir yaşanmışlığı hatırlatır."






 "Koşan çocuklar... Küçük bir köşeden başlayıp uzanıyor yolculukları, onların bu dar yollardaki eğlenceleri geçici olsa da rüzgarın duvarlarından girip çıkarak yarattığı gülüşme sesleri, çocukların mutlu anılarını sonsuza kadar taşımaya ve tüm yapıda hissettirmeye niyetli. İki kotta da devam eden bu upuzun duvarlar kudretleriyle diğer tüm anılardan daha güçlü bir anıyı temsil etmenin ağırlığını taşımaya çalışıyorlar."




AÇIK ANI
 
"Annelik içgüdüsü... Ne kadar kutsal bir anı ve bir o kadar da zorunlu. Artık kimse kariyer hedeflerimi, gelecek planlarımı merak etmiyor. Herkesin aklında bir soru var: Pembe tulum mu mavi tulum mu?"
















 
SAKLI ANI

"O dans... Tam da şu liseli aşıklar gibi bütün gün nasıl fısıldaşarak dans ederdik! Bana evlenme teklif ettiğin günkü dansımızı hatırlıyor musun? Şimdi de bizim yerimize ışıklar dans ediyor, yokluğumuzda anımızı canlı tutuyor."















 

"Çöpten hayat... Yoldan geçerken hayatın hep görmezden gelinen, yok sayılmaya çalışan parçasıydı o. Kabul edilmek istenmeyen, saklanan bir parçası. Ama aslında o da herkes gibiydi, sadece çöpten kazanıyordu hayatını. Akşam kazandıklarıyla çocuklarına bisiklet alabilme heyecanıyla tüm gününü yıkık dökükler arasında geçirirdi. Akşam çocuklarının yüzünde oluşan gülümseme yeterdi mutlu olması için, mutluluğu bulamamış çoğu insanın aksine, hayatın sırrını bulmuştu."




AÇIK ANI

 "40 yıllık satranç... Kırk yıl geçmiş, belki çok şey değişti belki de hiçbir şey. Her gün hep aynı şeyleri yapmaktan bunları sorgulamaya zaman mı kaldı ki? Neyse bizim ahbaplar çoktan bankta satranç oynamaya başlamışlardır şimdi, onun değişmediği kesin. Hadi ben kaçıyorum Hanife"





SAKLI ANI

 "Hayata ikinci bakış... Kırk yıl geçmiş, neler yaşadık neler kaçırdık! Şu kısacık hayatta denemek istediğimiz her şeyi denedik mi acaba? Küçükken hayalini kurduğum o büyük adam oldum mu mesela? Şu pencereden bakarken eski anılarım canlanıyor hep, seçimlerimi tekrar sorgulatıyor bana."










AÇIK ANI  
  
  "Hayatı fotoğraflama... Yaşamak yerine gözlemlemeyi seçmek ne kadar konforlu, betondan kaskatı kesilmiş bir kulede bile. Karanlık özgürlük katıyor sanki; camların arkasında güvendeler, herkesi görebiliyorlar, kontrol onlarda. Ama kim kimi izliyor aslında? Kuleye girmek kontrolü ele almak mı demek yoksa sahnedeki kuklalardan birine dönüşmek mi?"










-teknik çizimler



Zemin Kat Planı


1.Kat Planı


B-B' Kesiti


A-A' Kesiti






Yorumlar